. Metroda

Paris’te ilk günümdü. İçimde hüzünlü bir mutluluk vardı. Anlatılması zor bir duygu, anlamak için yaşamak gerek derler ya öyle bir şey işte.

Sırtımda benden ağır bir çanta vardı.
Ağırlığı kütlesel değildi, daha çok manevi ağırlıktı.

Sırtımdaki çantada. Hayallerim, umutlarım, geleceğim, projelerim, çocukluğum, ailemin beklentileri vardı, belkide bunun için bu kadar ağır geliyordu bu çanta bana.

Metrodaydım gideceğim yer belliydi ama nasıl gideceğimi hiç bilmiyorumdum. Kaybolmuştum evet binlerce insanın arasında kaybolmuştum, bu kadar insan nereye gidiyor aynı anda neden bu kadar acele ediyorlar. Yoksa onlarda hayallerine geç kalmışlar.

Umutlarını çantasına koymuş binlerce insan arasında gidiyordum


Bayram yazdı.
Chaani resimlendirdi.

Bu yazının Fransızca ve Arjantin versiyonlarını da okuyabilirsiniz.
Kitapçık olarak çıktısını almanız da mümkün. (Siyah-beyaz, arkalı önlü, A4 formatında – Çıktı alırken, sayfa kenar boşluklarına dikkat etmenizi tavsiye ederiz.)